18 Eylül 2013 Çarşamba

ANDROİDLER






                                                                   ‘Androidler, elektronik koyun sever mi?..’



Evimizin ilerisinde yükselen engebeli arazide, sayısız apartman var. Biz oraya karşı mahalle diyoruz. Onları bizden ayıran, yalnızca ortadan geçen yol ve bir iki duvar. Bazı geceler, solgun ışıklar altında, o yakaya bakarken buluyorum kendimi. En uzakta, tepede, diğer apartmanlardan oldukça ayrıksı, gökdelen gibi sivrilmiş, sarı bir bina var. Arada pencerelerde solgun gölgeler duruyor ve geceleyin, tek tük ışıkların yandığı dairelerde, hiç tanımlayamadığım karaltılar dolaşıyor...

Oranın, giderek şaşırtıcı bir görünüme büründüğünü anladığımda, sanırım iş işten geçmişti!.. Boş yere hayıflanmışım; geçen gün, haklılığım kanıtlandı.

Uykunun tutmadığı o gece, balkondan durgun şafağı izlerken, birden gözlerim o binaya takıldı; bir hareketlilik vardı!.. Neler oluyor derken, büyük babamdan kalma dürbünle, yapıyı gözetlemeye başladım. Gecenin bu yarısında, belirsiz, ürkünç görüntüler ve sanki androide benzer, yarı insan, yarı hayvansı yaratıklar bina içinde koşuşturup duruyordu ve elbette platinsi, metalik bir parıltı yayıyorlardı.

Donup kalmıştım, şaşkınlığımdan zamanı unutmuşum, sonra ne olduysa, -bir an gözlerime inanamadım- bir şey bana doğru koşarak, daha doğrusu dürbünün içinden; dalgalar halinde yayılarak yaklaştı ve acayip bir çınlayışla; 'Ne yapıyorsun' diye bağırdı!.. Asıl inanılmaz olanda şu; biri kulaklarımdan sanki yırtarcasına asıldı!..

Ödüm kopmuştu.

O günden sonra, boşluğun gölgelerden oluştuğuna ve meleklerin bulutlarda oturduğuna inanır oldum. Duyduğuma göre, androidlerin gözleri kartal gözü gibi uzaklara odaklanabiliyor ve izlendiklerini anlarlarsa, manyetik biçimde hareket eden uzuvları, elleri, kolları sayesinde; dilediğini yanlarına bile alabiliyorlarmış!.. Şaşırtıcı olansa, şimdilik bana yalnızca bağırmaları ve uyarmış olmalarıymış!..

Aman tanrım, düş mü görüyorum ben!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder