13 Eylül 2013 Cuma

STRES GEZEGENİ




Gorgonlar geliyor!.. (Zamanım tükenip, erimekte) her an silinip, yok olabilirim!.. Tam dört milyon parsek var ki aldatılmışız. Talina’nın ölmeden önceki tutumundan anladım bunu, stresin asılsız bellek oluşumundaki kapsantısına ilişkin çalışmalar yapıyordu... Stresin gerçekleri çarpıtabileceğine ya da ne denli çarpıtabileceğine ilişkin bir takım önellemeler. Sonuçlara göre stres, belleği oluşturan unsurların bir araya gelmesi sırasında karmaşaya neden oluyor, bir yanılsamayla belleği bozup değiştiriyor ve durul bir ek olarak da algı biçimimizin kökten sarsılmasına, sezilmez biçimde dağılıp, çözülmesine yol açıyordu.

Talina, üniversitedeki çalışmalarında standart bir stres deneyinden yararlanmayı umdu; bir grup denekten tek yönlü bir ayna karşısında çeşitli konuşmalar yapmaları ve bir takım konuşmaları da dinlemelerini istedi. Öngörülen sürenin sonunda, dökümanlar geri alındı, daha sonra deneklere ilerde anımsamaları için konuyla ilgili bir sürü karma sözcükler okundu.

Deneklerin verdiği yanıtları 'controle future and past' (geçmişin ve geleceğin kontrolü) adındaki yetkili servis karşılaştırdı. Stres altındaki grubun, birbiriyle ilgili sözcükleri anımsamakta zorlandığı, dahası giderek bambaşka şeyleri türeterek konuyu nerdeyse -şaka gibi!- bir kozmik çorbaya dönüştürdüğü pek çok kez anlaşıldı. Örneğin; acı, mutluluğa; yaşam, ölüme; iyilik, kötülüğe; artı, eksiye; çalışkanlık, tembellik kavramına evrilebiliyordu. Stresli denekler -belirlenmiş bir konuda- doğallıkla herşeyin tam aksinin varolduğunu ileri sürüyorlar ve bunu yaparken arı bir saflıkla (refleks) yönlenimde bulunup, gerçelliği bozuyor, sonuçta deney sorumlusu bile bu yansı sonucunda, tuhaf biçimde yeni olguya inanır konuma sürüklenebiliyordu.

İşte bu görüngü, her şeyin çarpıtılabileceğini ve her şeyin olduğu gibi değil, sandığımız gibi olabileceğine ilişkin bir bulgular zincirine, oradan da bir karayoruya götürdü Talina'yı ve o anda, Talina'nın usunda asıl kıvılcım -o metansı parıltı- çaktı!..
Acaba yaşadığımız planet, daha doğrusu her şey, sanrısal bir sanıdan bütüncül olabilir miydi?..
Çalışmalarını gizlemeye ve olabildiğince ileri götürmeye çabalarken; (sözün özü burası) moronlar moronu bir gerçekle karşılaştı Talina!..
Sandıkları gibi yeryüzünün efendileri değil, tümelde göremeyip bilemedikleri apayrı bir soyun alt kültürü, avam bir tutsağıydılar, her şey tasarlanıyor ve kozmirajik, görkünç bir oyun sahneleniyordu!..

Talina gizlice ve çarçabuk örgütlenmeye başladı. İlk gönüllüsü de ben oldum, -tek aşkımdır o benim- özel ve şimdiye dek hiç denenmemiş bir yazılım örgeniyle çoğalmaya başladık...

...

Sözüm gırtlağımda kaldı!.. Çünkü bu durumunda tasarlanmış bir oyun ve bin ışık yılıdır süren bir dizgenin parçası olduğunu anladık. Şu anda Talina, bilinmeyen bir sonsuzluğa gidiyor! Organeli kavradığında; "Derin bir kuyuyum ben; ölümüm de öldürdüğünüz değil!" gibi şeyler söylemiş. Ne demek istediğini anlayamadım ve ne yazık ki benim zamanımda artık yatay akışta!..

Sonuç; 'Bu Format' da tasarlanmış bir şeydir kim bilir!..
Dahası beni de almaya geliyorlar, boyutların beşincisi metalik seslerle yankılanıyor!
Anlayın ki artık 'Oturan Boğa'nın Toprakları', 'Windows Ultrix' biçimine dönüşmüş.
Bizlerin son algısı!-
...
(Anlağı paralize olmuş, tüm evrene saygısızlık yapan bu 'Hain' yakalandığında, yanıp sönen bilgisayarı 'Krank'la parçalandı arkadaşlar!..)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder