5 Ağustos 2018 Pazar

GEÇMİŞİ ELEŞTİRMEK!



İngilizler bin yıl önce barbardı desek, ne gibi tepki verilir? Ama şimdi öyle değil derler sanırım. Peki, Türkler, Osmanlı veya Selçuklu düne kadar çadır toplumuydu desek ne tepki verirler? Şimdi daha berbat durumdayız diyenlerin sayısı, yok değil diyenler kadar vardır sanırım.

Demek ki eleştiri, eni sonu bugünle bağdaşan bir kavram. Atalarınızı yerin dibine de geçirseniz, şimdiki halinize bakıp son yargı veriliyor. Bir filozof diyor ki, şimdiki zamandan başka bir şey yoktur. Bir soyutlama ama gerçekliği var bu görüşün. Çünkü yaşayanlar, bizler için her şey, yarında bizden sonrakiler için. Bugün ne durumdaysanız osunuz. Yarın ne durumdaysanız o olacaksınız, geçmişinize ağıt yakarak, ne geçmişi, ne geleceği ne de kendinizi kurtaramıyorsunuz.

Ülkemizi eleştirelim, 193 Birleşmiş Milletler ülkesi arasında, 149. sıradayız. Baştan beri, borçla geçinen bir yarı sömürgeyiz. Terör cumhuriyetiyiz. Üniversiteler ve tüm altyapıdan yoksun bir baraka
ülkesiyiz. Her gelenin değiştirdiği programlar ve yasalarla maymuna dönmüş 80 milyonluk bir kitleyiz. Darbe cumhuriyetiyiz.

Bunlar en iyi yaklaşımlar, gözümüzü karartacak olsak, dışarı kaçanlardan içerde insan kalmaz.

Peki ne yapmalıyız... Bir kere sorunları geçmişe bağlamak ve başkalarının üzerine atmak sahtekarlığı ve sabit düşüncelerimizin bekası uğruna konuyu saptırarak, sırf egolarımız için değişkesiz mantık silsileleriyle avunmaktan ve yararsız tutumlarda ısrar ederek, geri kalmışlığımızla yaşamak, onunla arkadaş olmak, bizden adam olmaz kestirmeciliğiyle kendimizi yüceltmek mazohizminden vazgeçmeliyiz.

Osmanlıdan ne nefret ediyorum, ne seviyorum. Bir olgu ve tarihsel bir durak o, cumhuriyet ilgilendiriyor gerçekte bizi, objektif olarak her eleştiri yapılabilir elbette ama bu bir hezeyana ve bizim en büyük vazgeçilmezimiz ve bize empoze edilmiş en acımasız düsturumuza dönüşmüşse, nedir o; Kendimizi aşağılama alışkanlığına, işte o zaman şöyle düşünüyorum, yazık, geçmişine ağıt yakarak, şimdi devletler arası statüde ki adam yerine konmazlığına umarsızca çareler yaratıp, kendini kurtarmaya, aklamaya çalışıyor.

Buna herkes gülüyor ve vah vah diyorlar tabi dünya arenasında, alay ediliyor üstelik, kimler, yedi düvel, kimler olacak, bağımsızlık savaşında senin dize getirdiğini zannedip, seni düşünsel afyonlarla zehirleyip, maskarası olduğun batılı devletler, barbarlar.


O kadar zavallı hale gelmişiz ki, onlara barbar deyince tüyleri diken diken olan yurttaşlarla dolmuş Anadolu... Artık sözün bittiği yer işte bu, başkalarına hayran olup, kendi ülkesini, geçmişini aşağılamakla ömür tüketen ama kurtulmak için bir parmağını sallamaktan bile aciz hominidler!..


Onlar için çare, ülkeden kaçmak, olmadı bir diğerini aşağılayarak ömür geçirmek ya da kur farkıyla hırsızlık yapmayı akıl ederek, ezilmişlere ve tükenmişlere tebessümlerle akıllar vermek!..

Fason bir dünyanın, yeryüzünün rekabet alanlarında hiç bir prestiji kalmamış sürülerine çobanlık yapmak!.. Bir tür Beberuhilik!..

Kısa keselim.

Kaligula diye 4 saati aşkın bir film var izlediniz mi, Roma İmparatorluğu'nun kirli çamaşırlarını, belki de dünyanın en estet, en görsel filmiyle dünya sahnesine sunuyor, imparatorların delilik ve sapkınlıklarına kafa yormuyorsunuz filmde, bir film, tarihi bir kurdele, nasıl bu kadar estet ve nasıl bu kadar o günkü yaşamı korkunç bir görsellikle sunabiliyor diye düşünüyorsunuz. Dudağınız uçuklamıyor artık, kendi aczinize yeteneksizliğinize ve nelerle avunduğunuza bakarak, kendinize ve hatta içinde bulunduğunuz tüm bir topluma acıyorsunuz.


Bu ülkenin daha Selçukluları, Göktürkleri, Kaligula gibi şanla, parmak ısırtacak kadar görkemle dile getirilebilecek Osmanlıyla ilgili, tek bir filmi yok.

Bu ülke bilim kurgu diye bir film çevirdi, dünyanın en garip, en kozmikomik -utanılası- filmleri arasında birinciliği kimselere kaptırmıyor. Yirmi birinci yüzyılın kapısında uçan daire diye, tencere kapaklarını, tarihi film diye kollarında Hıslon marka saatle rol kesen -artiz- garibanlarıyla yer almaya çalışıyor bu ülke dünya arenasında!..
Bu ülke hala Nuri Bilge Ceylan'ın sanat ve başkalarıyla gerçekten rekabet edebilen filmlerine kırk kişi, İvediklere utanmasa kırk milyon kişiyle gidecek! Mangalda kül bırakmayan kıro-magnonlarım benim!..
Kim onlar ben sen o, biz siz onlar!..
Söylenecek çok şey var. Osmanlıyla, hamamla, haremle uğraşacağınıza, Kaligula'yı izlemeyi öğrenin önce, bir film nasıl akıllara durgunluk verir onu öğrenin. İvedikleşerek doldurduğunuz salonlarda, ağzınızın şapırtısıyla insan mı, maymun mu bunlar soruları doluşacağına zihinlerimize, başkalarıyla nasıl rekabet edebiliriz, dünya uygarlığının beşiği Anadolu'yu nasıl bu hale düşürdük, nasıl rezil oluyoruz böyle el aleme, ona kafa yormayı öğrenelim de, sabıkalı Cumhuriyetiniz aklansın önce, sonra 'İnsan nasıl insan oldu' kitabını okuyalım artık!..

Sürçü lisan ettikse af ola, bu ülke en iyi 'sözlerimi geri almasını' öğretti bana!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder