MRYMRB
> II
>
> Elektron bulutları senin için ağlıyor...
>
> Zamanda geriye giden sevgili
> Doğmamış olacaktır.
> Bu edebiyatın resmi tarihi.
>
> Sen benim afyonumdun
> Ayıplarım, günahlarım, utançlarımdın.
>
> Beni benden geçiren gözyaşlarım
> Estonyam, Letonyam, Litvanyam
> -Schopenhauer-
> Dizginsiz safsatalarım, sefahatlarımdın.
>
> Biliyorum bir daha ki söyleşimiz yıllar sonradır...
> Şehzadebaşı'ndaki yurdun önünden yürü,
> Süleymaniye'de, Medikososyal'ın solundan ilerle,
> Mahmutpaşa'da, Mercan Vergi Dairesi'ne bitişik
> Kahvenin sokağına gir,
> Cağaloğlu ayrımına gelince,
> Büyük Postane'ye doğru kıvrıl,
> Sirkeci tren istasyonuna kavuşmadan,
> Yüreğini denize ver, orada bir üst geçit var,
> Boğaz'a doğru göz yaşı döken birini göreceksin,
> Hişt de, o benim işte!..
>
> Eşyaların ruhu vardır sevgili
> Senden kalan anılar, canlanıyorlar.
>
> Adam otu gibi doğruluyor
> Kışımı bahar ediyorlar...
>
> Eba Seyit el Kemalettin el Bahaduri İbn'ül Emin el Telkari
> Yüz görümlüğün için bize geldi
> İsa yanında mıydı, o kutsal çocukluğun var mıydı
> Sormadılar.
>
> Partiküller, dalga boyları, gezegenler, Gogol'un sırtlığı,
> Gönül avcısı ve Çehov'la, kırmızı piştovu sordular.
>
> Bazen yaşam, tüm yabanıllığımızı örtüyor.
> Senin serçe kuşu gibi göğüslerini
> Aşkını aşan bedenini
> Dillerdeki kasçıl belleğini...
>
> Canım seni arıyor sevgili...
> Annesini yitirmiş bir ceylan gibi
> Bakışlarını özlüyorum.
>
> Edebiyatın, masalın, şiirin,
> Biyolojik deneyler sonucu elde edilen
> Verilere göre yazılmadığını biliyorum.
>
> Sanılar, sanrılar, yanılsamalar içinde olduğumu biliyorum.
>
> Kendi yarattığım kulelere, sığınmak arzusu içinde olduğumu biliyorum
>
> Postmodern ufukların içinde seni özlüyorum sevgili
>
> Primitif duyularla yanıyor, seni seviyorum sevgili...